1957 de Fransa'da Dr. Nogier kulağın ters fetus (homunculus), bacaklarını kendine doğru çekmiş embriyo şeklinde olduğunu ve kulakta da bütün vücut noktalarının bulunduğunu bilimsel çalışmalarıyla kanıtlayarak kulak akupunkturunu (auriküloterapi) 'yi geliştirmiştir.
Kulak bir mikrosistemdir, yani kulaktaki her noktanın bedendeki bir organla bağı vardır. Örneğin kulak kepçesinin iç oluğu kollardaki hastalıkları gösterirken, kulak memesinin yüzle birleştiği nokta korku ve kaygı noktasıdır.
Kulak akupunkturu vücut akupunktur uygulama seansı sırasında hızlı etki görmek ve bu etkinin kalıcılığı için yapılması önerilen bir akupunktur uygulamasıdır. Çünkü beyne sinyallerin hızla iletimine rol alır.
Agiskop kulak akupunkturunda kullanılan elektriksel aktiviteleri algılayan bir alettir. Kulak akupunkturunda agiskop kullanılarak kulaktaki patolojik sinyaller bulunur ve bulunan sorunlu noktalara iğne uygulaması yapılarak organlardaki sorunlar çözümlenir.
Kulak akupunkturu yapılarak vücuttaki organ ve sistemleri oluşturan noktaların kulaktaki yansımaları uyarılarak o organdaki sorun giderilebilmektedir.
Kulağa takılan iğneler kalıcı iğne, manyetik bilye ya da tohum olabilmektedir. Kulak akupunkturu tüm vücut akupunkturuyla aynı anda uygulandığında iyileştirici etki artmaktadır.